Çizer Fatma Koçak, hikâye sahibinin hayatında onu en çok etkileyen anılarını resminde yansıtmaya çalıştı.

Hikâye sahibi yedi yıl evvel DEAŞ’ın elinden kaçıp Türkiye’ye gelmiş.

Savaştan önce Suriye’de modern ve saygın bir ailenin kızı olarak avukatlık yaparken, savaştan sonra her şeyini kaybetmiş, zorla evlendirilmiş ve nihayetinde Türkiye’ye kaçmış.

Türkiye’de kaldığı yıllar boyunca iki çocuğuyla birlikte eşi tarafından suiistimal edilir. Böylece süren karanlık zamanlardan, komşularının Merkezi’mizi tavsiye etmesiyle sıyrılmaya başlar.

Başta Türkçe dersleri için merkezimize gelen faydalanıcımız, zamanla sosyal çalışmacımız ile hayatının detaylarını paylaşmaya başladı. Devam eden süreçte kendine olan inancı güçlenen faydalanıcımız, çocuklarını da alarak sığınma evine yerleşmeye karar verdi.

Çizer Fatma Koç’un en etkilendiği anlardan biri ya benimde başıma gelirse diye ürpermesine sebep olan bir cümleymiş:

“Bir gün her şeyimi kaybedeceğimi ve bu şekilde yaşayacağımızı asla düşünmezdim. Şu an bana tek güç veren çocuklarım.”

Bu duygular ışığında yaptığı resmini yukarıda inceleyebilirsiniz.